Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) bölümü, 2018’de 53 ülkede yaklaşık 13 milyon insanın şiddetli açlık çektiğini rapor ediyor. Buna karşın dünya çapında üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin israf edilmekte olduğu da bilinmekte. Perakendecilerde, mağazalarda, marketlerde ve evlerde atılan gıdaların miktarı yılda 1,3 milyar ton olarak saptanmış. Atık gıdaların en önemli sebeplerinden biri gıdaların üzerindeki ‘son kullanım tarihi’ etiketleri. Normalde hala tüketilmesi mümkün olan yiyecekler, bu standart etiketler yüzünden çöpe atılıyor. Halbuki Mimica Touch gibi akıllı etiket çözümleri buna son verebilir.
Son kullanma tarihi etiketleri, üzerindeki ürün için hesaplanmış en kötü sıcaklık senaryosuna göre tahmini bir tarih vermekle yetinebiliyorlar. Normalde bu tahminler insanların gıdaları güvenle tüketebilmesi için, epey tutucu biçimde yapılıyor. Her ne kadar niyet iyi olsa da, artık bunlardan daha kesin bir algılama yöntemine ihtiyacımız var. Aksi takdirde küresel gıda atığı problemi katlanarak devam edecek.
Litvanya kökenli ve Londra merkezli endüstriyel tasarımcı Solveiga Pakstaite tarafından geliştirilen Mimica Touch, işin içine bir biyo-reaktif süreç ekleyerek standart etiketlere göre çok daha kesin son kullanım tarihleri verebilmekte. Pakstaite bu fikri lise yıllarında, görme engelli kişilerin gıda etiketleri konusunda ne kadar zorlandığını farkettiğinde ilk olarak düşünmüş.
Akıllı etiket Mimica Touch’ın içinde sıcaklık değişikliklerine tepki verebilen özel bir jel dolgusu bulunmakta. Bu jel dolgusu bozulmaya başlayan gıda ürünü ile aynı hızda kabarıyor. Tüketici paketli gıdanın durumunu öğrenmek için etiketin üzerinde parmağını gezdiriyor. Normalde etiketin üst yüzeyi pürüzsüz durumda. Gıdanın bozulacağı sıcaklıklarda jel kabarıp, etiketin yüzeyini engebeli hale getiriyor. Böylece etiket pürüzsüz ise yiyecek hala taze anlamına gelmekte, eğer engebeli his veriyorsa gıda bozulmaya başlamış demektir.
Mimica Touch sayesinde, tüketiciler yiyeceklerini ne kadar süre ile güvenle saklayabileceklerini daha kesin şekilde bilecek. Gıdaların bozulmadan önce daha uzun süre saklanması söz konusu, böylece gıda atığının azalması hedeflenmiş. Etiketin şu anda meyve sularında, süt ürünlerinde ve kırmızı et ürünlerinde işe yaradığı belirtiliyor. Geliştiren ekip etiketlerin süpermarketler aracılığı ile piyasaya sürülmesi için uğraşmakta. Proje Rabobank’ın ‘FoodBytes’ yarışmasında ‘Halkın Seçimi’ ödülünü de almayı başarmış.