Konkordato zorda olan şirketlerin ticari faaliyetlerini devam ettirmek adına sığındıkları bir liman olarak, iflas erteleme müessesesinin yerine getirilmiş, kısa zamanda çok konuşulur bir sistem haline gelmiştir. İflas erteleme sisteminin çok fazla dejenere olması üzerine, bu sistem kaldırılarak yerine (İcra ve İflas Kanunu’nda 15.03.2018 tarihinde yapılan düzenleme ile) yenilenen Konkordato Sistemi uygulamaya konulmuştur. Ancak konkordato sisteminin de çok fazla yaygınlaşması ve suistimal edildiğinin düşünülmesi üzerine; 19.12.2018 tarihinde yapılan yasal düzenleme ile konkordato talep edilme sürecine ve tedbir sürecinin yönetilmesine ilişkin ciddi değişikler yapılmış bulunmaktadır. Bu değişikler ile hem konkordato almayı zorlaştırmak, hem de konkordato ilanına kadar geçecek olan tedbir sürecinin doğru yönetilmesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Yapılan bu değişiklikler çeşitli platformlarda tarafımızca da genel olarak olumlu olarak değerlendirilmiştir. Değişiklikler arasından bize göre en önemlisi ise konkordato talep dosyasında daha önce var olan “Mali Analiz Raporu”nun kaldırılarak, yerine “Bağımsız Denetim Raporu”nun getirilerek hazırlanacak Bağımsız Denetim Raporu’nda “Makul Güvence” şartının aranmasıdır. Tabii bu Bağımsız Denetim Raporu’nun nasıl olması gerektiği, makul güvencenin nasıl verileceği uzun bir zaman tartışılmıştır. Bu tartışmalar sonucu herhangi bir yasal düzenleme yapılmazken, geçen zaman içinde bir yasal boşluk oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Yaşanılan bu sıkıntılı ve belirsizlik içeren sürecin ardından 08.02.2019 tarihinde Kamu Gözeti̇m Kurulu ev sahipliğinde, Bağımsız Denetim şirketi temsilcileri ve Adalet Bakanlığı yetkililerinin katıldığı bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantının konusu, konkordato mühlet müraacatında hazırlanacak Bağımsız Denetim Raporu’nun nasıl hazırlanması gerektiği konusuydu, çünkü yasal düzenlemenin yapıldığı 19.12.2018 tarihinden toplantının yapıldığı tarihe kadar Bağımsız Denetim Raporları hazırlanamamış olup, kanunun amir hükmü yerine getirilememiştir.
Ekonomik açıdan zorda olan firmalara Bağımsız Denetim yapmak belirli riskleri içermekle birlikte, şirketin Bağımsız Denetim kültürüne alışkın olmaması halinde ayrı sorunları da beraberinde getirmektedir. Böyle bir denetimin yapılması uzun bir süreç gerektirmesinin yanı sıra, denetim sonucunda da Makul Güvence verilmeme olasılığı yüksektir.
Makul Güvence’nin uluslararası standartlar üzerinde mutabık kalınan bir oranı olmamamakla birlikte, telafuz edilen ve genel kabul edilen oran asgari yüzde 90 ve üzerinde bir güvence verilmesidir. Makul Güvence verilmez ise konkordato mühlet talebi red edilecektir. Bağımsız Denetim şirketi makul görüş verebilmek için (yapılan toplantıda da KGK ve Adalet Bakanlığı tarafından istenildiği belirtilen) aşağıda belirtilen konularda denetim yapacak ve asgari yüzde 90 oranında bir garanti verecektir.
- Konkordato ön projesi,
- Borçlunun malvarlığı durumunu gösterir belgeler,
- Alacaklı ve alacaklı listesi,
- Karşılaştırma tablosu,
- Bağımsız denetim kuruluşunun gerekli gördüğü diğer bilgi ve belgeler.
Bağımsız Denetim Raporu hazırlanırken şirketin ve gerekmesi halinde ortakların malvarlığı durumunu gösterir belgelerin, alacakların ve alacak listesinin, “BDS 805: Özel Hususlar – Tek Bir Finansal Tablonun Bağımsız Denetimi İle Finansal Tablolardaki Belirli Unsurların, Hesapların Veya Kalemlerin Bağımsız Denetimi” ve ilgili diğer tüm Bağımsız Denetim Standartları kapsamında denetimi yapılacaktır.
Konkordato ön projesi ve karşılaştırma tablosu ise “GDS 3000: Tarihî Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi Veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Güvence Denetimleri” ve “GDS 3400: İleriye Yönelik Finansal Bilgilerin İncelenmesi Standardı” kapsamında Bağımsız Denetime tabi tutulacaktır. Yani Bağımsız Denetim Raporu hazırlanırken, şirketin konkordatonun çıkabilmesi için hazırladığı konkordato ön projesi ya da başka bir deyişle iyileştirme projesi de Bağımsız Denetim firması tarafından incelenecek ve bu projeye de asgari yüzde 90 gerçekleşme garantisi verecektir.
Bağımsız Denetim firması konkordato süresince verdiği makul güvenceden sorumlu tutulacak, hatta ticaret mahkemeleri dilerlerse Kamu Gözeti̇m Kurulu aracılığı ile makul güvencenin nasıl verildiğini sorgulatabilecektir. Bağımsız Denetim kuruluşu makul güvence verirse ticaret mahkemesi de konkordato tedbir kararını verecektir. Yani mahkemelerin tedbir kararının verilmesinde hiçbir takdir yetkisi olmayacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bağımsız Denetim’den makul güvenceyi alan, mahkemeden de tedbir kararını alabilecektir. Bu durumda sorumluluğun yüzde 100’ü Bağımsız Denetim şirketine (Bağımsız Denetçi’ye) ait olacaktır.
Bu konudaki Kamu Gözeti̇m Kurulu kararı ve örnek konkordato ön projesine ilişkin Bağımsız Denetim raporu 14.02.2019 tarihli karar ile yayınlanmıştır. Mahkemenin önüne gelen dosyaya göre karar vermesi kolay; ancak Bağımsız Denetçi ne yapacak, firmaya, özellikle de ön projeye nasıl makul güvence verecek? Bize göre makul güvence vermek bu kadar kolay olmadığı için artık mahkemelere gitmeksizin konkordato talepleri azalacak. Hatta şimdiden azaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak konkordato talebinin Bağımsız Denetim aracılığı ile durdurulmuş olması, bundan sonra konkordato talebinin olmayacağı veya asla böyle bir ihtiyaç olmadığı anlamına gelmeyecektir. Aksine, ihtiyaç bize göre her geçen gün artmaktadır. Bu durumda iflas ertelemede olduğu gibi konkordatonun da yerine yeni bir müessesenin ihdas edilmesi gerekmektedir diye düşünmekteyiz.
Ne diyelim su akar yolunu bulur!