Günümüzde şirketlerin sahip olduğu en güçlü araçlardan biri, ellerinde bulunan verileri. Toplanan veriler kullanıcılar, çalışanlar, müşteriler, ürünler ve rakip şirketler ile ilgili anahtar değerinde analizlere dönüşebilmekte. Bu analizler artık şirketlerin başarılı veya başarısız olmasını belirleyebiliyor. KVKK ve GDPR gibi veri koruma kanunlarının yürürlüğe girmesi yüzünden toplaması ve elde etmesi zorlaşmakta olan verilerin kaybedilmesi ise ölümcül sonuçlara yol açabilir. Veri kaybı vakaları ise her zamankinden daha fazla gözlemlenmekte.
Veri kaybı senaryolarında ise büyük çeşitlilik var. Şirketler siber saldırıya uğrayabiliyor, depolama donanımları bozulabiliyor, oltalama operasyonları ile hırsızlığa uğrayabiliyor, çalışanların kötü niyeti ile içten çökertilebiliyor veya bilinçsizce yapılan hareketler istenmeyenveri sızıntılarına yol açabiliyor. Sebep ne olursa olsun, verilerin kaybolması ya da çalınması şirketlere maddi zarar, iş kesintisi ve itibar kaybı gibi pek çok sorun yaratmakta.
Her şirketin mutlaka bir veri kurtarma politikasına sahip olması gerektiğini dile getiren Veri Kurtarma Hizmetleri Ltd., bir raporunda güncel siber güvenlik araştırmalarının sonuçlarını ele almakta. Buna göre şirketlerin yüzde 60’ı, bir veri kaybı vakası sonucunda sonraki altı ay içinde batma ihtimali ile karşı karşıya gelebilmekte. Bu ciddi sonuç ihtimaline rağmen, şirketlerin yüzde 58’inin bununla karşılaşma ihtimaline hazırlıklı olmadığı ortaya çıkartılmış.
Verilen bilgilere göre veri kaybının en büyük sebebini yüzde 47 ile donanım kesintisi oluşturmakta. Diğer büyük sebepler arasında fidye yazılımı saldırıları, doğal afetler ve elektrik kesintileri ile dosya silinmesi bulunmakta. Hepsinin dışında yanlışlıkla klasörlerin, sabit disklerin silinmesi ya da sunucunun formatlanması gibi insan hataları da bu kayıpları yaratan diğer nedenler arasında. Raporda sabit disklerde oluşan bozulmaların yüzde 29’unun kazayla gerçekleştiği belirtilmiş.