Güncel plastik teknolojisi insanlara faydalı ama dünyaya çok zararlı. Petrol bazlı olduğu için bir karbondioksit kaynağı ve atık halde de yeterince geri dönüştürülemediği için denizlerimizi doldurarak yaşamın yok olmasına sebep oluyor. Hollanda kökenli tasarımcılar Eric Klarenbeek ve Maartje Dros, son üç yıldır geliştirdikleri yeni plastik çeşidi ile bu gidişata bir dur demek isteyen iki yenilikçi. Su yosunu bazlı bu plastik, sentetik plastiğin yapabileceği her şeyi yapıyor ve havadaki karbondioksiti temizlemeye de yardımcı olabilir.
Klarenbeek ve Dros bu konuda çalışmalar yaparken, çeşitli biyolojik materyalleri gözden geçirmişler. Mycelium (mantar), patates nişastası, hindistan cevizi kabukları ve son olarak da su yosunu. Su yosunu doğal ortamında harika bir karbindioksit temizleyici filtre görevi yapmakta. Havadan karbondioksiti emip, karbonu fotosentez yolu ile nişastaya çevirip oksijeni tekrar atmosfere salıyorlar. Araştırmacılar ise bu nişastayı üç boyutlu baskıda kullanılabilecek bir polimere çevirmeyi keşfetmişler.
Bu su yosunu polimerinden her türlü şey üretmek mümkün. Şampuan şişelerinden tabaklara, çöp kovalarından saksılara kadar. Polimeri elde etmek için su yosununu kurutuyorlar, toza çeviriyorlar ve bağlayıcı görevi yapan bir başka çeşit biyopolimer ile birleştiriyorlar. Ortaya çıkan karışım üç boyutlu yazıcılarda kullanıma uygun bir biyoplastik haline sokuluyor. Bu karışımın formülü gizli ama polimeri modifiye ederek her türlü renk, doku veya direnç unsuru eklenebilmekte olduğu belirtiliyor. Ekip bu işlem için öncelikli olarak mavi-yeşil bir su yosunu türü olan ‘Spirulina’ kullanıyor. Yosunlar Fransa’nın güneyinde çalışan bir dizi üreticiden alınmakta.
Klarenbeek ve Dros dünyanın temizlenme sürecine başlayabilmesi için, sıfır emisyon değil negatif emisyon politikalarına ihtiyaç olduğunu savunmakta. Hedefleri yerel üreticilerin bu materyali kendi ülkelerinde kullanmaları ve alternatif bir plastik üretim endüstrisi oluşturmaları. Üretim yöntemi olarak üç boyutlu yazıcıları seçmelerinin nedeni ise hem pratik olması, hem de neredeyse günlük hayatta kullanılan her nesneyi basabilecek cihazlara sahip olmamız.
Ekip halen Fransa’nın Arles şehrindeki stüyoları LUMA’da bunun denemelerini yapıyor. Bir evde kullanılabilecek tüm eşyaları, aletleri ve ürüleri su yosunu bazlı biyoplastik ile basıyor ve 3D modellerini hazırlayıp depoluyorlar. Bundan sonraki hedef dünya çapında bir bağımsız ağ oluşturup bu yöntemin yayılmasını sağlamak olacak. Ayrıca yerel üreticilere su yosunundan nasıl plastik yapabilecekleri bilgisini de aktaracaklar. 10 yıl şu andan itibaren böyle bir hedef için kısa görünüyor olabilir ama bir yerlerden başlanması lazım.