btbilgi

Daha çok sevdiğimiz zamanlarda Sezen Aksu’yu, dinlerdik bu şarkısını. İki nedenle bana rose şarap çağrışımı yapar evvelden beri. Şarkının içinde geçen gül tamamen tesadüf  ve fakat hoş bir ironi tabi ki.

Birinci  neden,  rose  şarabın  kendisinin  bir  başarı  öyküsü olması  ve  nerede  ise şarkıdaki gibi  ikinci  baharını  yaşamasıdır.  Ülkemizde, on-onbeş yıl  önce genellikle  çal karasından  yapılan 7-8  pembe şarabımız vardı.  Kırmızı  ve  beyaz  şarabın baskınlığı  içinde  kendine  yer  bulamaz, gelişemez, fark yaratamazdı.vinovasyon2-300x81Raflarda nereye konacağı, menülerde nereye  yazılacağı  belli değildi. Çoğu zaman  raflarda da, menülerde de yer  almazdı zaten. Ama şimdi nerede ise rose şaraplar ikinci baharını yaşıyor. Kırmızı- beyaz  şarapların yanı  sıra, ayrı bir rose bölümü var raflarda. Menülerde seçkin yerlerde hem de  kadeh seçenekleri ile yer alıyor artık. Üstelik  2-3  farklı rose olan mönüler var.

Önemli sayılabilecek şarap üreticilerinin ürettiği, sayabildiğim kadarı ile 86 farklı pembemsi şarabımız var. Bunların  içinden  ‘sofralık rose’leri  düşersek  63 kaliteli şaraptan rahatlıkla söz edebiliriz. İthaller ile birlikte 100’e yakın farklı rose şarap kategori olarak ikinci baharını yaşıyor.

İkinci  neden,  tam bir  bahar – yaz şarabı olması ve şarkıda olduğu gibi artık mevsiminin  gelmesi. Evet  “mevsimi geldi susadım ……….” Bahar ve yaz aylarının bira ile yarışan yeni alternatifi artık rose şarap. Aperatif bir serinletici olmasının yanı sıra artık yemekler ile  uyumlu çok sayıda rose şarabımız var.

 Nereden çıktı bu Blush?

Rose şarap, şarap tüketiminde geçmişe göre önemli bir pay alırken aslında bir pazarlama başarısı ve  karmaşası da yaşanıyor. Pembe mi? Somon rengi mi? Roze mi? Rose mi? Derken bir de blush eklendi. Rose ve blush arasındaki fark ne?

Her konuda olduğu  gibi şarabında  trendleri  var. Modası  var. Gelip geçeni,  kalıcı olanı  var.  Anlatılan bir öyküsü olmasına rağmen, Blush bildiğimiz rose şarabın, yeni dünya şarapçılığındaki (ve ekonomisindeki) modasal adı. Daha çok Amerika odaklı pazarlama ismi. Geleneksel üretim yapan, şarabın geleneksel öykülerine daha çok bağlı olan firmalar blush ismini kullanmaktan pek haz etmiyor. Müşteri talebi nedeni ile sevmese de blush ismini  kullanan üreticiler var. Hiç kullanmayan ve kullanmayacak olan rose olarak devam edecek olan üreticiler var. Hafif bir fraksiyonlaşma diyebiliriz.

Neden Blush ve öyküsü  nedir? Blush’ın en bilindik öyküsü ise şöyle; Yeni dünya şaraplarının Amerika’da ki, öncü şehri  Califonia’da Mill Creek adındaki bir şaraphanede başlıyor bu öykü. Bu şaraphanenin, şarap yapımcısı Cabernet Sauvignon’dan beyaz şarap*  yapacakken bir hata sonucu şarabın hafif pembe hale geldiğini görüyor ve bu şarabı imha edilecek şaraplar arasına alıyor. Gel zaman git zaman hikaye bu ya bu şarabı, yine şarap yapımcısı başka bir arkadaşına tattırıyor. Tadım yapan arkadaşı bu şarabı çok beğeniyor. Bunun üzerine şarabın şişelenmesine karar veriliyor. Hatalı üretim nedeni ile “utanarak yanakların pembeleşmesi“ durumuna gönderme yaparak bu şaraba blush ismini veriyor.

Nasıl pembe renkli olabiliyor?
Birkaç istisna hariç beyaz ve kırmızı üzüm ayrımı yapmaksızın bir çok üzümün etli iç kısımları beyazdır. Kırmızı üzümlerin de iç et kısmı beyazdır. Kırmızı üzümlerin ilk sıkılmasından elde edilen ilk şıra da haliyle beyazdır. Bu nedenle istenmesi halinde teknik olarak kırmızı üzümden beyaz şarap yapılabilir. Teknik olarak mümkün ama dünya şarapçılığı çok başarılı beyaz şarap birikimine sahipken neden gerek olsun ki.

Kırmızı şaraptan elde edilen beyaz şıra, kırmızı üzümün kabuğu ile birlikte çelik tanklarda bekletilerek şıranın renk alması sağlanarak kırmızı şarap elde edilir. Şıranın, kırmızı üzüm  kabuk ve çekirdekleri ile beklemesi 10-15 gün sürebilir. Bu bekleme sürecinde kabuk ve çekirdekte bulunan renk pigmentlerinin yanı sıra tanen adı verilen madde de şıraya karışır ve kırmızı  şaraba gövde ve burukluk kazandırır, hatta şarabı koruma özelliği de sağlar.

Gelelim pembemsi şaraba, üzümün sıkılması sonrasında elde edilen beyaz şıra kırmızı kabuklar ile birlikte 3-4 saat bekletilip istenilen pembeliğe geldikten sonra kabuklarından ayrıştırılarak beyaz şarap gibi işlenerek rose şarap elde edilmiş  olur.

Sonuç  olarak  şıra, kırmızı kabuklar ile  günlerce  bekletilirse  kırmızı, saatlerce  bekletilirse rose şarap elde edilmiş olur diyebiliriz. Bu süre üzümün çeşidine, yapılacak şarabın türüne ve şarap yapımcısının tercihine göre değişen sürelerde gerçekleşebilir.

Evet, mevsimi geldi. İkinci baharı yaşamak isteyenlere…

İyilikle kalın,


sozluksarapŞarap Sözlüğü: 
Maserasyon
Şarap yapımında kullanılacak olan üzüm şırasının üzüm kabukları ve posası ile bekletilmesi işlemidir. Kırmızı ve rose şarap yapımında uygulanır. Bu sayede kabuklardaki aroma, tanen ve renk şaraba geçer. Beyaz şaraplarda uygulanmaz. Kelime anlamı ıslatıp yumuşatmadır.

Yorumlar
btbilgi
PAYLAŞ
blank
Ekonomist olan Şakir Akışık, Koç Holding'e bağlı Düzey Pazarlama AŞ’de 17 yıl süresince Adana, Antalya, Ankara, Azerbaycan (Şirket), İstanbul Bölge Müdürlüğü yaptı. Kavaklıdere şarapları sayesinde şarap sektörüne geçiş yaptı. 2004 yılında Kavaklıdere – Kavmar A.Ş.’de Genel Satış Koordinatörlüğü, 2007 yılında Doluca Pazarlama A.Ş.’de Türkiye Bölgeler Müdürlüğü görevini yürüttü. 2009 yılında kurduğu Silis Danışmanlık şirketi aracılığıyla 10'dan fazla şarap üreticisine "Satış Yönetimi” konusunda danışmanlık hizmeti verdi.